16 Haziran 2010 Çarşamba

ADANADAN KARELER

Adana tren garı, İzmir Basmane tren istasyonuna benziyor. Zarif bir Alman yapısı.





Bu muhteşem görüntü Adana'ya özgü bir lezzet: bici bici. Eskiden toroslardan getirilen karla yapılırmış. Gül tadında ferahlatıcı bir lezzet.





ADNAN MENDERES BULVARI ( Bizim ev bu manzaraya bakıyor). Seyhan boyunca uzanan bulvar kenarındaki çay bahçeleri, bici biciciler ve şık restauratlar ile deniz özlemini azaltıyor.





Dilberler Sekisi ,gece. Yürüyüş yapmak için çok güzel bir alan. Ayrıca bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Adana hekim evi, bu alanı tepeden görüyor. Manzara gerçekten mükemmel.





Dilberler Sekisi, gündüz







Adana Sabancı Camii, 6 minaresi ile İstanbul camilerine benzeyen zarif yapı. Çevre düzenlemesi çok iyi. Yaptıranlardan Allah razı olsun.



























Adana'ya geldik geleli eşime beni saatli meydana götür diye söylüyordum. Hayalimde Konak meydanı gibi bir yer vardı. Nihayet Büyük Saat'i gördük. Zarif bir yapı. 1882'de yapılmış. 35 m yükseklğinde .Çarşı içinde işlek bir caddenin ortasında kalmış, öyle İzmir saat kulesi gibi ortada değil.

























Ulu Camii, Ramazanoğulları beyliği dönemine ait, taş işçiliğinin en güzel örneklerinden. Cami, hemen yanı başındaki medresesi ve avlusundaki güvercinleri ile İstabulvari bir hava estiriyor. Medrese bu gün İslam sanatları merkezi olarak kullanılıyor. Ney eşliğinde çayınızı yudumlarken sizi başka alemlere götürüyor.


Çarşıya çıktıysanız, kebabı Hacı Salih'te yemelisiniz. Yeni Camiinin yanında, antikacılar sokağının girişinde mütevazi bir mekan, fakat yediğim en iyi Adana kebap burada. Sonra çarşı içine dalıp ayak üstü "tatlı" yemelisiniz. Burda halka şeklindeki tulumba tatlısına " tatlı diyorlar. Yazın sıcağına, öyle koca tepsilerden alıp ayak üstü yiyorsunuz. Birde bal kabağından yapılan bir tatlı var. Kabak, kestane şekeri gibi şekerleştirilmiş. Kabak tatlısını çok sevmeme rağmen ben pek beğenmedim.


Adana'da şık restaurantlar pek çok. Hafta sonları hepside ful dolu. Fakat içkisiz yer bulmak çok zor. Kadınlar da dahil olmak üzere alkol tüketimi çok fazla. Bir Pazar günü tam iki saat yemek yiyecek yer aradık. Sonunda Hasanusta Kebap'ı bulduk. Yemekleri leziz, temiz bir mekan.


Bir şehri tanımak için belli bir süre orada yaşamak lazım. Adana beklediğimden çok daha güzel ve görülmesi gerken bir şehir.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Zaman su gibi akıp gidiyor. Daha dün kucağıma aldığım gül yüzlüm 4.5 aylık oluverdi. Şu anda uyuyor. Kollar iki yana açılmış teslim pozisyonundaysa derin uykuda. Öğleden sonra bu şekilde yaklaşık iki saatlik uykymuz var. Bu ykuyu yapamazsa huzursuz oluyor. Artık çok güzel iletişim kuruyor. Ailedeki herkezi tanıyor. Bizi uzun süreli takip edebiliyor. Ayağa dikelmeye, bizim desteğimizle zıplamaya çok hevesli. (Tabi bu hareketleri yaparken tüm vücut ağırlığı bizde olacak.) Hergün banyodan sonra 10 dakika egzersiz ve masaj keyfimiz var. Şimdilik sadece anne sütü alıyor. Kızlarımda işe başlayınca sütüm hemen azalıvermişti. Evde olunca çok şükür hem miktarı ve sanırım hem de kalitesi iyi. Anne sütünün kalitesinde annenin dinlenik ve stresten uzak olması çok önemli. % 50 persantilde doğmasına rağmen şimdi Allaha çok şükür %97 persantilde. Ek gıdalara geçmemize az kaldı. Şeftaliler ballanana kadar bekliyeceğiz.



Yavaş yavaş Adana sıcakları başladı. Ama öyle anlatıldığı gibi korkunç bir durum yok henüz. İzmir'e göre biraz daha nemli hepsi o. Ama akşamları serinliyor. Hele sabaha karşı nasıl tatlı bir serinlik çıkyor. Göl, sabahları sisli ve gizemli görünüyor. Öğleye doğru hava açıksa su ayna gibi saydamlaşıyor. Bulutların ve kıyıya yakın yerlerde ağaçların gölgesi suya düşüyor. Akşamları köprünün ışıklrı yanınca ayrı bir güzel. Bir de gün batınca bir kurbağa ordusu şarkıya başlıyor ki sormayın. Küçük kızıma takılıyorum "Arkadaşların seni oyuna çağırıyor" diye .

Adana zengin bir şehir. İnsanlar yiyip içmeyi, eğlenmeyi biliyor. Şık restoranlar, pastaneler, göz alıcı vitrinler ile ışıl ışıl. Kılık kıyafette de adeta bir yarış var. İzmir'in adı çıkmış.

Gezip gördükçe paylaşacağım inşallah. Şimdilik bu kadar...
not: resimdeki bebek benim bebeğim değil. Eşim çocuklarımızın resimlerinin sanal ortamda bulunmasını istemediği için gerçek resimlerini paylaşamıyorum.