7 Şubat 2013 Perşembe

yunus kerem 3 yaşında

Zaman ne kadar hızlı akıp gidiyor ve biz bunu ancak çocuklarımızın hızla büyümelerinden, hergün farklılaşmalarınan anlıyabiliyoruz. Sareciğim artık genç kız oldu. Benim boyuma gelmesine 3-4 cm kaldı ki, bir sene bile sürmez gibi görünüyor. Halleri, tavırları pek bir değişti. Daha derin mevzulardan konuşmak istiyor, daha çok odasına kapanıp yalnız kalıyor, şiire, edebiyata ilgi duymaya başladı, artık kendini pek öptürmüyor... Ayşe desen 8 yaşında..Zaten eziyetsiz bir çocuktu, hiç yükü kalmadı. Kitap okumaya kaptırdımı kendini, dünyayı unutuyor. Yunus Kerem'im ise 3 yaşına girdi. Son 6 ayda o kadar çok değişti ve gelişti ki, inanamıyorum. 6 ay önce tek kelime konuşmayan, konuşmadığı için götürdüğümüz psikoloğun otistik mi acaba dediği oğlum.. Şimdi kapat çenesini kapatabilirsen. Allahım, ne bitmez enerji.. İçinde kelimeleri biriktirmiş sanki..Şarkılar, oyunlar, her cümleden sonra "seni çok seviyom annecim" demeler.. Ne kadar şükretsem az. Yalnız, gerçekten Allah böyle zamanlarda sabır versin, hiç kolay bir süreç değildi. Çocuk, konuşamadığı için, kendini ifade edmiyor, edemedikçe de agrasifleşiyor. İletişim kuramamak, çok zor. Neyse ki atlattık. Anne- baba olmak gerçekten bir sabır eğitimi aslında.. Onları eğitirken, kendi kişilik gelişimimizi de tamamlıyoruz aslında.. Büyüyen biraz da bizleriz yani..

7 Ocak 2013 Pazartesi

neden çocuk büyütürüz?




Bu sorunun cevabını ciddiyetle düşünün. Neden ? Devran dönüp, hükmümüz kalmadığında bu dünyada bize baksın diye mi? Sırtımızı yaslayacağımız biri olsun diye mi? Yalnız kalmamak için mi? Kendi yarım kalmışlıklarımızı onda tamamalamak için mi? Gurur duymak için mi? Neslimiz devam etsin diye mi ?( En saçması da bu galiba; sanki Dubai prensiyiz! )
Cevabınız bunlardan biriyse, biliniz ki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Sizin uğruna hayatınızı adadığınız yavrunuz, birgün büyüyecek. Bir el kızına, yada oğluna tutulacak, yuvadan uçacak. Sizi haftada bir arayacak belki. Belki çok uzak diyarlara yelken açacak, yüzünü bile bayramdan bayrama göreceksiniz.
Ama bilin ki, ona verdiğiniz koşulsuz ve karşılıksız sevginiz, hayatında güneş pırıltıları gibi ışıldıyacak. Bir çocuğun saçını okşarkan, yada bir kedi yavrusunun...Sizin ektiğiniz sevgi tohumları, merhamet , güven , sadakat, hakkaniyet gibi çiçekler açacak onun dünyasında.. Sonsuzluğa giden yolun sevgiden geçtiğini bilecek... Dünyanın sevgi üzerine kurulduğunu.anlayacak.. Onu çok seven ve daima koruyan, başına her ne gelirse gelsin onun iyiliği için göndermiş olan bir sahibi olduğunu bilecek..Hayatı başıboş, kendini sahipsiz hissetmeyecek..Ve o da sizden aldığı ışıkla çevresini aydınlatacak..

İşte o zaman anne- baba olarak misyonumuzu tamamlamış olacağız..